Adamın biri arkadaşlarıyla toplanmış, aralarında
sohbet ediyorlar. Allah'ın yarattıklarından bahsediyorlar. Adam yahu her şeyi
yaratmış da lağımdaki bok böceğini neden yaratmış. Hiç bir faydası yok ki,
fakat yine de vardır Allah'ın bir bildiği demiş. Sohbetten sonra herkes
evlerine dağılmış. Adam bir hastalanmış, bir hastalanmış ki ayağa dahi kalkamaz
hale gelmiş. Yataklara düşmüş. Komada yatar gibi kan ter içinde üç gün geçmiş.
Üç gün sonrası karısı rüyasında pir sakallı bir dedenin 41 gün boyunca her gün
lağımdan bir bok böceği alıp hap gibi kocasına içirmesini söylemiş. Kadın
rüyasını 41 gün boyunca kocasına ilaç gibi bok böceğini içirip tatbik etmiş. Sonunda
adam yataktan kalkarak iyileşmiş. Hanım bana ne içirdin de iyileştirdin demiş
adam. Nasıl bir mucize haptı o demiş. Kocası kadını çok sıkıştırınca olanı
biteni kadın aynen anlatmış. Adam hayretler içerisinde "Allah'ım ben senin
işine bir daha hiç karışmam, sorgulamam, sen beni affet" demiş. Bir süre
sonra çok güzel günlerden bir gün adam yine arkadaşları ile gemi seyahatine çıkmışlar.
Denizin ortasında güzel gün gitmiş, fırtına kıyamet kopmuş, gemi battı batacak,
bütün yolcular güvertede çığlık çığlığa bağrışıp namaza durup Allah'a yalvarmaya
başlamışlar. Bizim adam da bir kenarda sakince durup onları seyretmeye başlamış.
Bunu gören arkadaşları adamın üzerine yürüyüp, sen neden Allah'a yalvarmıyorsun,
namaz kılmıyorsun bizimle beraber demişler. Adam da "ben bir kez Allah'ın
işine karıştım, 41 tane bok böceği yuttum." Gemiye binmeden önce de ben
Allah'a duamı ettim, yalvardım. Onun için ben korkmuyorum. Allah her şeyin
hayırlısını verir, her şeye kadirdir, o ne derse o olur, duanızı başınıza bir
iş gelmeden önce etmeniz lazımdı demiş...