HZ.PEYGAMBER'İMİZ : Bir gece rüyamda Peygamberimiz
Hz.Muhammed’i gördüm. Yıldız uyan diyordu. Uyandım, kimse yoktu etrafımda.
Aradan bir hayli zaman geçti. Tekrar gördüm rüyamda Peygamberimizi. Eyüp
İslambey'de Kasım Çavuş Cami'nin önünde beyaz halılar yolluk halılar serilmiş.
Bende halıların baş tarafında duruyordum. Bana Peygamberimiz geliyor dediler.
Birde baktım Cami'den çıkıp Peygamberimiz heyetiyle geliyor. Beyazlar giymiş.
Önümden geçerken bir yüzüne baktım, birde ayağına. Aaa! Hz.Peygamberim hani
senin ayağının izi çıkmıyor dedim. "O" da bana "heyetin arkasına
geç" dedi. Geçtim. Bir ayağının beş parmağı açık, birde kapalı şekilde
ayak izleri yan yana halının üzerine çıkmıştı. Bunlar nedir dedim? Neden
herkesin bildiğini bana söylediğini anlayamadım. "Beşini bir araya topla,
ayak izlerime basarak yürü" dedi. Heyetin arkasından bir bir sayarak, ayak
izlerinin üzerine basarak yürürken uyandım.
YÜCE ALLAH'IM : Rüyamda bir nida duydum. Bana; "Allah
seni ziyarete gelecek" diyordu. Telaşla kapıya koştum. Rabbim, dört kişi
heyetiyle birlikte geldi ve benim odama girdi. Heyeti ayrıldı gitti. Rabbim
genç bir delikanlı gibi görünüyordu. Odamda kahverengi deri koltuklar vardı.
Beraber koltukta yan yana oturduk. Konuşmaya başladık. "Öğret"
diyordu. Rabbim benim yanımda bembeyaz sakallandı, yaşlandı. Tekrar nida geldi.
Cenab-ı Hak Taala ziyaretini tamamlamıştı.
PERİZE HANIM TEYZE : Bir günde Perize hanım teyzeyi
gördüm rüyamda. Bizim karşı komşumuz olan Perize hanım teyze, çok olmuştu
öleli. Beraber çeşmede su dolduruyorduk. Perize hanım teyzeye "orada
cennet cehennem var mı" diye sordum. "Bekle gidip geleyim senin için sorayım"
diyerek gitti, geldi. "Rabika kızları izin vermiyor söyleyemem" dedi.
ŞAFAK KIZIMIZ : Trafik kazasında öldüğü gece kızım
kadar sevdiğim dostumun kızı Şafak rüyama girdi. "Yıldız Teyze annem yorganıma
nevresim geçirmemiş, çok üşüdüm"
dedi. "Öyle mi canım kızım çok mu üşüdün" dedim. "Gittiğin yerde
cennet cehennem var mı?" diye sordum. "Bilmiyorum Yıldız teyze. Yalnız
gelir gelmez bana bir yalan söylemenin cezasının beş yıl olduğunu söylediler. Bak
Yıldız teyze, bak yalnız benim için yeşil yeşil. Sana kavrulmuş et getirdim, iki
gündür bir şey yemedin" dedi. Etinden bir lokma aldım ağzıma, yedim. Karnım
doymuştu. O an uyandım, sabah olmuştu. Hemen kasaba gittim. İki tane but et
aldım. Evlerine götürdüm. "Bunları pişirin herkes yesin" dedim. Morgtan
cenaze alındı. Eve geldi. Üzerine gelinlik atıldı. Yerine, Mersin mezarlığına
defnedildi. O gece tekrar rüyama girdi. "Yıldız teyze bana cennetle
cehennemi sormuştun. Öğrendim, cennet de cehennem de yaşadığın dünyada"
dedi. "Dinlerin hepsi bir. Mezhep diye bir şey yok. Haram yemeyeceksin.
Yalan söylemeyeceksin. Kullara iftira edip haklarını yemeyeceksin. Dul ve
yetime zarar vermeyeceksin, onları koruyup kollayacaksın. Fakirleri koruyup
kollayacaksın. Yatalak hastaların kadın erkek olsun fark etmez onların altından
alıp temizlemek günah değildir. Bunlara inanıp yaptığın zaman yedi cennet
kapısı senin emrinde açık olacak" dedi. Aynı sözleri Hz.Peygamberimiz de
bunları beş şey olarak söylemişti.
AY VE YILDIZ TUTULMASI : Bir gece rüyamda ayı ve yıldızları
gökyüzünde tutulmuş gördüm. Fakat gökyüzünde değil benim başımın ucunda avuçlarımın
içinde parlıyordu, ben de seyrediyordum.
ÖBÜR DÜNYA : Bir seferinde de rüyamda öbür
dünyaya gittim. Beni öbür dünyaya götürmek için dört kişi geldi, bir huduttan
geçirdiler. Burasını sana biz gezdireceğiz diyorlardı, başladık dolaşmaya. Aman
Allah'ım bu ne güzellik. Ağaçların, çiçeklerin, kuşların, doğanın güzelliğini
anlatmam mümkün değil. Büyükçe bir havuz, bütün gençler yüzüyorlardı. Büyük bir
şelale akıyordu. Biraz ileride bir kadın çamaşır kaynatıyordu. Beyaz çarşaflar.
Bu kadın sizin Ümran ustanın karısı dediler. Burada vazifesi sizin
çarşaflarınızı kaynatmak dediler. Bu rüyayı göreli seneler olmasına rağmen Ümran
ustanın hanımını bir türlü göremedim. Ümran usta bizim tesisatçımızdı. Kendisine
bu rüyamı anlattım. Hanımı kendi halinde mazbut, tarikata girmiş bir hanımmış.
Biz hala tanışamadık. Gezdiren dört kişi beni huduta geri getirip dünyaya
geçirdi. Ben de yürürken yolda; uzun uzun etekli, kara çarşaflı, üstlerinde
mikroplar kaynayan insanlarla karşılaştım. Ben de bu dünyada bunlarla birlikte
yaşamak istemiyorum diyerek öbür dünyaya geri döndüm. Senin daha zamanın
dolmadı, sen burada kalamazsın dediler. Beni huduttan geri çıkarıp dünyaya insanlara
beş şeyi anlatmam için emir verdiler. Böyle uyandım.